SCHENGEN VİZESİ DOSYASI: NEDİR, NASIL ALINIR?

Aslında 2023 yılında böyle bir yazı yazmayı artık Schengen hakkında sonsuz kaynak bulunabildiği için çok da anlamlı bulmuyordum ta ki insanların hala internette schengen vizesi ilgili ne kadar çok araştırma yaptığını öğrenene kadar…

Niyetim ‘’Schengen vizesi nedir’’, ‘’Schengen vizesi isteyen ülkeler hangileridir’’, ‘’Schengen vizesi alırsam Düsseldorf’taki dayımın dönerci dükkanında 5 ay çalışabilir miyim’’ gibi en çok aranan bazı şeylere de ucundan kıyısından ve bildiğim kadarıyla değinerek daha çok kendi tecrübelerimi anlatmak. Evet, daha çok kendi tecrübelerimi anlatacağım ve her şeye çok net cevaplar veremediğim bir yazı olacak çünkü ben bu Schengen muhabbetindeki şehir efsanelerine ya da doğru olduğu iddia edilen birçok şeye pek inanmıyorum açıkçası ve bu vize işinin net bir standartının olmadığını düşünüyorum. ‘’Abii Yunanistan en kolay veren yer yea oradan başvuralım işte’’ ya da ‘’Almanya’dan schengen almak artık imkansızmış’’ gibi şeylere çok da ikna olamıyorum yani…

Başlamadan önce benim sadece turistik vize alma tecrübelerimin olduğunu ve bu yazıyı da turistik vize almak isteyenlere yönelik olarak yazdığımı belirteyim.

Şimdi en başından hayatında ilk kez bu işi araştıran birine anlatır gibi başlamak gerekirse Schengen vizesinin ne olduğu ile başlayalım.

*Schengen Vizesi Nedir?

En basit tabiri ile şöyle anlatabilirim:

 Avrupa’ya gitmek istiyorsunuz ve heyecanlısınız ama şöyle bir gerçekle yüzleştiniz: Türkiye vatandaşısınız… Evet, maalesef bordo pasaport sahibi bir grup zavallı Türk vatandaşı olarak Avrupa’ya gitmek için vize almak zorundayız.

Avrupa’da Schengen Bölgesi’ni oluşturan bir grup ülke oturup bir anlaşma yapmışlar ve bütün ülkelerden tek tek vize dilenmek yerine bu anlaşmaya dahil ülkelere (tabii çok girişli vize alabildiyseniz) tek bir vize ile girebilmemizi sağlamışlar. (Tabii bunun için minnet duyacak değiliz…Amaç zaten kendi içlerinde serbest dolaşım, bize kolaylık yapmaya bayıldıklarından değil yani…) Bu vizenin ismi de Schengen Vizesi ve kendisi olmadan bordo pasaportunuz ile Schengen ülkelerine adım atma şansınız maalesef yok. Çok basit haliyle bu işin özeti bu.

*2023 Yılında Schengen Vizesi ile Gidebileceğiniz Ülkeler Nelerdir?

Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İspanya, İsveç, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan AB üyesi olup da bizlerden Schengen vizesi isteyen ülkeler. 

AB üyesi olmayıp Schengen Bölgesi’ne dahil olan ülkeler ise İsviçre, İzlanda, Norveç ve Lichtenstein.

Romanya ve Bulgaristan ise kendileri Schengen üyesi olmadıkları için size Schengen vizesi veremeseler de başka herhangi bir Schengen üyesi ülkeden aldığınız vize ile bu iki ülkeye seyahat edebiliyorsunuz.

*Schengen Vizesi Nasıl Alınır?

Şimdi en can alıcı kısma geliyoruz ve baştan şunu belirtmeliyim ki ‘’bakın şunu şunu yaparsanız bilmem kaç yıllık vizeniz cepte’’ gibi bir şey söylemek bence imkânsız. Bu yüzden nasıl vize almaya çalışacağınızdan ve nasıl başvuracağınızdan bahsedebilirim sadece kısaca.

Yine ilk kez vize alacak birine anlattığımı varsayarak şunları söyleyebilirim: 

Gideceğiniz ülkeye karar verdikten sonra o ülkenin Türkiye’de çalıştığı konsolosluk ya da aracı kurumun (VFS, IDATA, BLS, AS VISA vs) neresi olduğunu öğrenip sitelerinden gerekli evrakların hepsini buluyor; bu evrakları eksiksiz bir biçimde hazırlıyor; aracı kurumun sitesinden randevu oluşturuyor; randevu günü bütün evraklarınızı teslim edip, vize ücretinizi ödeyip parmak izi veriyor ve başvurunuzu tamamlamış oluyorsunuz. Eğer konsolosluğun sizden ek evrak talebi olursa aracı kurum size mail ile bu durumu bildiriyor. (Bu benim bir kez başıma geldi ve ben çok panik olmuştum maili görünce ama maille istedikleri evrakı gönderdikten birkaç gün sonra vizeme kavuşmuştum. Panik yapmanız gereken bir durum değil yani bu.)

Şimdi doğal olarak Schengen Vizesi için gereken evraklar ilk bakışta biraz kafanızı karıştırıyor ama gerçekten 1-2 kez bu evrakları toplayınca alışıyor ve artık kolayca evraklarınızı hazırlayabiliyorsunuz. Aracı kurumlarda çalışanların suratsızlığı (maalesef çoğu böyle…) ya da normalde birisi sorsa ‘’sanane ulan benim özel hayatımdan’’ diyebileceğiniz bazı şeylerin belge halinde sizden istenmesi bir noktadan sonra artık size koymamaya başlıyor yani.

Bu kadar bürokrasi yettiyse artık kendi tecrübelerime ve özellikle aklınızda bulunmasını hatırlatmak istediğim bazı şeylere geçiyorum izninizle…

İşte o kısım: Schengen Vizesi Alırken Dikkat Etmeniz Gereken Şeyler

1- Pasaport Geçerlilik Süresi

Burada pasaportunuzun geçerli olması gereken minimum sürenin ülkeden ülkeye fark ettiğini yazmak isterim öncelikle. Bazı ülkeler pasaportunuzun en az 3 ay geçerli olmasını isterken bazı ülkelerde bu durum 6 ay olabiliyor mesela. Schengen üyesi bütün ülkelerde aynı olup olmadığını bilmediğim için mutlaka başvuru öncesinde gideceğiniz ülkenin konsolosluk ya da aracı kuruluş websitesinden doğru süreyi öğrenin derim.

Pasaportunuzun süresinin dolmasına birkaç sene varsa bu maddeyi geçiniz tabii ama ‘’vay efendim ben şubatta vizeye başvurmak istiyorum ama pasaportumun süresi nisanda dolacak, ben niye hala vakti varken kullanamıyorum’’ gibi düşünceleriniz varsa boş yere kafa yormayı bırakıp acilen pasaportunuzu yenileyin.

2- Gidilecek Ülkenin Vizeye Başvurmak İçin Belirlediği Uygun Tarih Aralığı

Başlığa bakıp ‘’ne diyor lan bu değişik’’ demeyin diye buna şöyle bir örnek vereyim: İspanya’ya gitmek istiyorsanız vip başvuru da yapsanız, kendinizi de yırtsanız, konsolosluk önünde Real Madrid bayrağı da açsanız eğer seyahat tarihine 17 günden az bir zaman varsa başvurunuzu asla kabul etmiyorlar.

İspanya burada en son vize aldığım ve net bildiğim bir ülke olduğu için bir örnek sadece. Diğer bütün ülkelerde de ‘’seyahate şu kadar zamandan çok ya da az zaman varsa başvuru kabul edilmez’’ gibi kurallar olabilir -ki oluyor- ve randevu oluşturmak için bunu da mutlaka kontrol etmeniz lazım.

3- Biyometrik Fotoğraf Meselesi

Zaten çok büyük ihtimalle seri katil gibi görüneceğiniz bu tuhaf fotoğraf formatının her ülke için farklı boyutlarda talep edilme gibi tuhaf bir de huyu var. Bu yüzden konsolosluktan ya da aracı kurumdan aldığınız evrak listesinde biyometrik fotoğrafın hangi ölçülerde istendiğine mutlaka dikkat edin ve fotoğrafçınıza da gösterin. (Gerçi fotoğrafçılar genellikle gideceğiniz ülkeyi sorup ona uygun çekiyorlar ama mesela Hollanda vize başvurumda fotoğrafçının çok emin çektiği fotoğraflar kabul edilmemişti ve ben normalin birkaç katı para vererek Vfs’nin içindeki fotoğraf kabinlerinde yeni fotoğraf çektirmek zorunda kalmıştım. Artık fotoğrafçının suçu muydu yoksa Vfs’nin minik bir oyunu muydu bilemiyorum…)

4- Seyahat Sağlık Sigortası Meselesi

Bunu yaptırmak zorunda olduğunuzu muhtemelen biliyorsunuzdur ama sık seyahat eden biriyseniz uzun süreli yaptırmanın daha mantıklı olacağını bir kez de ben hatırlatayım.

Hatta genel olarak sigortayı uzun süreli yaptırmanın uzun süreli vize almanıza da yardımcı olacağına inanan ve bunu savunan bir güruh var ama ben bunun doğruluğu hakkında biraz araftayım açıkçası. Ben geçen seneye kadar hep seyahate gideceğim zaman sadece o seyahat için yaptırıyordum. Geçen sene sürekli bankaya gidip sigorta yaptırmak zor gelince ‘’yeter bee parası neyse vereyim de 1 yıl gelip gitmekten kurtulayım’’ düşüncesi ile 1 senelik yaptırdım. Sonuç: Bence hiçbir şey değişmedi asdfd.

Yani şöyle ki zaten 5 kez vize almama rağmen 6 aydan uzun süreli alamamıştım hiç ve 1 senelik sigortamla da sadece 5 aylık vize verdiler… Bana vize süresi anlamında hiçbir katkısı olmadı yani bu durumun. Yine de bu süreçte 7 kez yurt dışına çıktım ve tek tek bankaya gitmek zorunda kalmadım hiçbirinde. Bu açıdan iyi oldu diyebilirim yani.

5- Schengen Vizesi’ni İlk Giriş Yapılacak Ülkeden Almak

Bu da zaten herkesin önerisi olan ve muhtemelen daha önce de duyduğunuz bir şey. Ben de şimdiye kadar hep bu kuralı uyguladım ve o istediğim 5,3,2 hatta 1 senelik vizeye bile hala ulaşamasam da en azından hiçbir zaman red almadım dfgh.

Aksini yapıp farklı ülkeden aldıkları bir vize ile seyahat edenler yine de oluyor mu derseniz aslında oluyor. Yani atıyorum Hollanda’dan aldığı vize ile ilk girişini İspanya’ya yapıyor x kişisi. Böyle bakınca ‘’amaan salla ya şu ilk giriş ülkesini’’ diyesi geliyor bazen insanın. Yine de her zaman pasaport polisinin sizi ülkeye sokmama hakkı olduğunu unutmamak lazım… 

6- İstenen Evraklardaki Islak İmzalı, E Devlet Barkodlu, Bilmem Nereden Onaylı Gibi Bazı Detaylar

Yukarıda bahsettiğim benden ek evrak istenmesi hadisesi tam olarak bu sebepten yaşandığı için bu konuya da bir başlık açmak istedim. 

Konsolosluğun ya da aracı kurumun istenen evraklar listesinde evrakların yanında bu tip detayları belirtiyorlar. Mesela işveren mektubu ıslak imzalı olmalıdır ya da ikametgah belgesi e devlet’ten barkodlu olarak alınmalıdır gibi. İstenen belgeyi görüp ”tamam ya yapıştır gitsin e devlet’ten” demeyip ıslak imzalı ya da mühürlü isteniyorsa mutlaka o şekilde almanız lazım. 

Benim yaşadığım olayda ise bu detay hiç belirtilmemişti. Ben de kendimce daha iddialı olacağını düşünerek istenen belgeyi ıslak imzalı olarak ilgili kurumdan almıştım. Gelen mailde e devlet’ten barkodlu evrak istediklerini görünce de yine mail ile iletmiştim istediklerini. 

(Bu arada bu olay Portekiz vizesi alırken yaşanmıştı ve Portekiz’den vize almak istiyorsanız Türkiye’de konsoloslukları olmadığı için başvurunuzu Macaristan Konsolosluğu’na yapıyorsunuz. Anlayacağınız bu vize işlerine girince her gün bir şey öğneniyorsunuz dfhd. İnsan gerçekten hayret ediyor…)

7- Tek Giriş, Çift Giriş, Multi Giriş Meselesi

Bu da kısaca size vize veren ülkenin Schengen Bölgesi’ne kaç giriş hakkı verdiğinin göstergesi diyebiliriz. Yani vizenizi tek girişli olarak aldıysanız Schengen Bölgesi’ne 1 kez girebilir ve bölge içerisinde vizenize uygun olacak sürede farklı ülkeler de gezebilirsiniz ama 1 kez Schengen Bölgesi’nden çıktıysanız geçmiş olsun, bu vize ile Schengen Bölgesi’ne 2. bir giriş hakkınız asla yok.

Ben bu yüzden bütün vizelerimde başvuru formu doldururken multi giriş istedim ve hepsini de o şekilde aldım. ”3 gün bir yere gidiyoruz diye Multi vize istemek yüzsüzlük olmasın” gibi düşüncelere asla kapılmayın yani, olabildiğiniz kadar yüzsüz olun bu konuda…

8- Gidilecek Ülkeyi ‘’ulan dönüyorum işte 3-5 gün sonra’’ Konusunda İkna Etmek

İşte geldik asıl meseleye… ”Yüzün sakın gülmesin ama somurturken de fotoğrafın 13×17’den büyük olmasın, şu belgende peşinde koşacağın 57948 kişinin ıslak imzası olsun ama bak bu belgende e devlet’ten barkod olsun, çoluğunun çocuğunun rızkı bizim bilgimiz dahilinde olsun ama imza sirküleri olmayacaksa al hepsi senin olsun” gibi birtakım taleplerin ve toplanan 579480 tane belgenin esas amacı ”bakın ben ülkenize geliyorum ama valla amacım ülkenize ‘Istanbul Kebab’ açmak falan değil” diyebilmek. Yani bir noktada seyahatinizin biteceğini ve ülkenize döneceğinizi ispatlamak. Bunun için artık evinizin arabanızın tapusunu mu gösterirsiniz, patronunuzdan işinizin başına dönmezseniz kendisine 58049389 milyon euro tazminat ödeyeceğinize dair yazılı belge mi alırsınız bilemem…

Tek diyebileceğim istenen zaman dilimindeki banka hesap hareketleri, maaş bordrosu, varsa ev araba tapusu gibi burada bir hayatınızın olduğunu ve maddi durumunuzun da gidip gezmeye ve sonrasında ülkenize dönmeye yeteceğini gösteren belgeleri eksiksiz sunmanızın çok önemli olduğu.

9- ”Duration of Stay” Meselesi

Bütün bu engebeli yolları aştık, bütün özelimizi konsolosluğa döktük ve vizemizi aldık diyelim. Vizeye ulaştıktan sonra yine çok önemli bir mesele var ki o da vizenin geçerli olduğu süre boyunca Schengen Bölgesi’nde kalışınız için size verilen maksimum süre. Yani o vizenin ortasında bir yerlerdeki ”duration of stay” kısmında yazan gün sayısı.

Diyelim ki 365 gün geçerli vizenizi aldınız ve ”vayyy bu sene full Avrupa’dayım” gibi hayallere daldınız. Hayallerinizi fazla uzatmadan hemen kendi kendinize yıkın çünkü kalışınıza izin verilen gün sayısı vizenin geçerli olduğu toplam gün sayısı değil, kalış süresi diye çevirebileceğimiz bu kısım. Yani 365 gün geçerli vizenizin kalışınıza izin verdiği maksimum gün sayısı 90 ise 91. gün orada kalamazsınız vizenizin bitiş tarihine çok zaman olsa bile.

*Şimdi ben kişisel Schengen Vizesi alma tecrübelerimde neler yaşadım diye son bir bölüm daha ekleyip Schengen dosyasını yavaştan kapatıyorum.

Ben şimdiye kadar sırasıyla İspanya, Fransa, Hollanda, Macaristan (Portekiz sebebiyle aldığım ve pandemı yüzünden bir kez bile kullanamadığım o garip vize…) ve yine Ispanya’dan vize aldım. Bütün başvurularımı kendim hallettim, yani herhangi bir acente ile çalışmadım. (Acente derken VFS, İdata gibi konsolosluğun resmi olarak görevlendirdiği kurumlardan değil de ücreti mukabilinde vize danışmanlığı veren kuruluşlardan bahsediyorum.) Her seferinde çok girişli vize istedim ve bu şekilde de aldım. Aldığım bütün vizelerle Schengen Bölgesi’ne birkaç kez giriş yaptım (Bak şimdi hatırladım, Hollanda vizesi ile yapamadım çünkü 6 aylık Fransa vizemin üstüne 1 aylık vize verdi kalpsizler… O dönem Beyoğlu’nda konsolosluğun önünde portakal kesmeme şu kadar kalmıştı ama içimdeki yüzde elliyi zor da olsa tutmayı başardım…) ve hiçbir girişimde sıkıntı yaşamadım. Avusturya ya da Çekya gibi ülkelere seyahatlerimi de hep aktif vizem varken planladım ve kendilerinden vize almadım çünkü kısa süreli ve genellikle tek girişli vize verdiklerini çok fazla kişiden duydum.

Daha önce 5 kez Schengen vizesi almış ve yakında 6. başvurusunu yapacak bir gariban Türkiye vatandaşı olarak aklıma gelen en önemli mevzuları hatırlatmak istedim ve sonraki vize başvurularımda ekleme ihtiyacı hissettiğim bir şeyler olursa onları da ekleyerek bu yazıyı güncel tutmayı hedefliyorum. Darısı bir gün gelmesini umduğum İngiltere ve Amerika vizesi dosyalarının başına…